|
|
|
13.11.2017
Aile birliğimız yıkılıyor
2012 yılı öncesi geçmişte mahkemelerde görülmekte olan ne kadar karı-koca kavgalarıyla ilgili dosyalar varsa hepsi, bilinçli olarak raflardan indirildi. Sonra bu dosyalar, gazete ve televizyon haber kanalları tarafından tek tek incelenerek haber yapılmaya başlandı. Türkiye'nin gündemi birden kadına yapılan şiddet, zülüm ve kadın cinayetleri oldu. Hükümet, 'fırsat bu fırsat diyerek kadına yapılan zülüm, eziyet ve cinayetler son bulmalıdır' dedi ve Türk aile yapısı gözetilmeden 6284 sayılı bir kanunu çıkardı. Bu kanun kanayan yaraya merhem olacakken tam tersi aile içi parçalanmaların kaynağı haline gelerek cinayetlerin artmasına neden oldu. 6284 sayılı kanuna göre bir kadın, kocasından veya sevgilisinden şikayetçi olduğunda delil aranmaksızın hemen erkek aleyhine kararlar veriliyor. Önce bir bakılsın müracatı gerektirecek her hangi bir konu var mı? Uzaklaştırma alan koca evin kapısını çalsa direk 3 ile 10 gün arasında hapis cezası alıyor. Yine bu yasayla kadının mahkemeye gitmesine gerek bile kalmadan sadece polisi araması yeterli oluyor.
Şikayetten vazgeçmek yetmiyor
Bir kadının, “Kocam bana sesini yükselterek bağırdı” demesi bile şiddet sayılıyor. Türk Ceza Kanunu'nun 86 maddesine göre koca, karısına veya kızına bir tokat attığında kadın veya kız, o kızgınlıkla kocadan veya babadan şikayetçi olduysa adam yandı. Kadın veya kız sonradan pişman olup şikayetinden vaz geçmek istediğinde kanun kadının pişmanlık başvurusunu kabul etmeyerek kocanın mutlaka cezalandırmasını istiyor. Hatta bu arada bazı yargıçlar, medyadan çekindikleri için erkeğin haklı olduğunu bilmelerine rağmen “yanlış anlaşılırız” korkusuyla yani çekindikleri için kadının lehine karalar verdiklerini duyuyorum. İlk karar 6 ay evden uzaklaşma olarak veriliyor. Peki ya sonra? 6 ay evden uzaklaşan bir erkek bir daha kendisinden şikayetçi olan kadınla beraber aynı çatı altında yaşar mı? Halbuki Avrupadaki yasada ise erkeğe bir ile altı gün arasında evden uzaklaştırma cezası veriliyor. Sevgili okuyucularım bir Müslüman, bırakın Müslüman olmasını bir insan, kesinlikle eşine karşı vicdansız, acımasız, eziyet eden zalim, döven söven öldüren biri olamaz. Bunları yapanlar, biliniz ki İslam dininden haberdar olmadığı gibi insanlıktan da nasibini alamamış olan kişilerdir. Peygamber Efendimiz. Kim eşine zülüm ediyor ise o kişi İmanını kontrol etsin der. Biz Müslümanlar aile yaşantımızda Peygamberimizi örnek almalıyız. Kadınlarımıza, çocuklarımıza karşı merhametli ve şefkatli olmalıyız. Ancak kadınlarımız da kendilerine çeki düzen vermelidir.
Aile yapısını bozan şer odakları
Bazı kadınlar , son yıllarda olumsuz algı operasyonlarına kapılarak çevresinden, televizyon programlarından, dizilerden ve gazetelerin renkli sayfalarından etkilenerek karakter değişikliğine uğruyor. Ahlaki değerlerimizden ve aile kavramımızdan uzak saçma sapan işler yapmaktalar. Yine bazı kadınların sosyal medyada alanen başka erkeklerle sohbet etmeleri, kocalarının yanında başka erkeklerle samimi olmaları hoş değil. Bu davranış biçimini hiç bir erkek kaldıramaz. Neredeyse her gün haberlerde bazı kadınların sosyal medyada tanımadığı erkeklerle tanışıp kocalarını aldattıklarını okuyup izlemekteyiz. Televizyon programlarında hiç ummayacağınız bir kadın, kocasını aldatmış ve sevgilisinden çocuk yapmış. Kimse kusura bakmasın ben böylesi kadının kadınlığına tükürürüm. Bırakın bunlara kadın demeyi insan bile demem. “Türkiye özgürlükler ülkesi isteyen istediği gibi yaşar, kocası kadından memnun değil ise boşasın efendim” diyenlerin de insanlığına namus anlayışına tükürürüm. Zaten Türk aile yapısını bozan içimizdeki bu şer odakların ta kendisidir. Sadede gelirsek bir an önce hükümet, 6284 sayılı yasayı tekrar gözden geçirerek erkek düşmanlığını bitirmelidir. Hükümet, 6284 sayılı kanunu gözden geçirerek aile birliğini koruma altına almalıdır. Hükümet, Türk aile yapısını bozan ve sabahtan akşama kadar erkek düşmanlığı yapan televizyon programlarını kaldırmalıdır. Ama Avrupa birliği derseniz, ben de tükürürüm sizin Avrupa birliğinize derim. Millet dağılıyor, aile birliği yok oluyor, sokaklar anasız babasız çocuklarla dolu halen Avrupa birliği öyle mi? Tükürürüm böylesi medeniyete modernliğe. Ne diyeyim CENAB-I ALLAH KİMSENİN YUVASINA ZEVAL VERMESİN. ALLAH AİLE BİRLİĞİMİZİ ŞEYTANLARIN ŞERRİNDEN KORUSUN. ALLAH KADIN VEYA ERKEK CÜMLEMİZE ŞUUR VERSİN. ALLAH DEVLETİMİZE, MİLLETİMİZE, BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZE ZEVAL VERMESİN, AMİN.
|
|
|
|